post-image
Mikail GÖKÇE 0 Yorumlar

Rams Park yine doldu, skor yine geldi: 3-1 ve seri 21

Rams Park’ta seri 21’e uzadı. 22 Eylül 2025 akşamı tribünler enerji verdi, saha içi karşılığını aldı. Galatasaray, Konyaspor’u 3-1’le geçip iç sahadaki yenilmezlik zincirini daha da uzattı. Skor tabelesi netti ama hikâye sadece üç puan değildi; tempo, baskı ve kararlılık da ev sahibinin hanesine yazıldı.

Maça ev sahibi daha yüksek ritimde girdi. Ön alan baskısı erken sinyal verdi, ikinci toplar toplandı, oyunun yönü sık sık hızlı değişti. Aranan gol 23’te geldi: Yunus Akgün’ün golü tabelayı açtı ve Konyaspor’u daha fazla savunma derinliğine itti. Devre biterken Mauro Icardi 45+1’de farkı ikiye taşıdı; soyunma odasına giderken Rams Park rahat bir nefes aldı.

İkinci yarı aynı disiplinle başladı. Orta saha çizgisi rakibin pas kanallarını kapatırken, geçişlerde genişlik ve hız öne çıktı. 64’te Lucas Torreira üçüncü golü attı ve oyunu büyük ölçüde kilitledi. Konyaspor, Mehmet Umut Nayir’in 79’daki golüyle skoru kıpırdattı ama kalan dakikalarda dengeyi bozacak kadar net bir geri dönüş üretemedi.

Bu sonuçla iç sahada yenilmezlik 21 maça taşındı. Tribünün itiş gücü, oyunun standardı ve topun hızını doğru ayarlama alışkanlığı bu serinin en görünür hatları. Konuklar için Rams Park’ın atmosferi yine yüksek bir sınav oldu.

Maçın özeti, kritik anlar ve resmin tamamı

Maçın özeti, kritik anlar ve resmin tamamı

Ev sahibi oyuna “erken gol” arzusuyla çıktı ve rakip yarı sahada kalabalık kalmayı başardı. Ön hat oyuncularının eşleşmeleri akıllıydı; merkezde ikili sıkıştırmalar, kenarlarda ise çizgiye itme planı işledi. Yunus’un 23’teki golü, özellikle sağ kanadın hızını yansıtan bir sekansın son halkası gibiydi. Bu an, Konyaspor’un bloklarını biraz daha geriye itip savunma mesafelerini uzattı.

İlk yarı boyunca Konyaspor oyunu zaman zaman yatıştırdı, pas sayısını artırmaya çalıştı. Ancak ev sahibinin ikinci toplardaki ısrarı, kırılma anlarını hep sarı kırmızılı tarafa taşıdı. İcardi’nin 45+1’de gelen golü, devre psikolojisi açısından büyük vuruş oldu. Kısa süre sonra düdük çalınca Konyaspor soyunma odasına planlarını yeniden yazmak zorunda kaldı.

İkinci yarıda Galatasaray risk yönetimini elden bırakmadı. Top rakibe geçtiğinde orta saha çizgisi hemen kompaktlaştı, bekler kendi yarı sahasında güvenli konumlandı. Torreira’nın 64’teki golü, oyunun komutasını iyice netleştirdi. Bu bölümde ev sahibi hem topsuz disiplini korudu hem de hücumda gereksiz risk almadı.

Konyaspor cephesinde Mehmet Umut Nayir’in 79’daki golü, “oyunda kalma” mesajıydı. Konuk ekip özellikle duran toplarda ve geniş alanda uzun paslarla tehdit aradı. Fakat son pas kalitesini düzenli yakalayamadı. Maçın son bölümünde ev sahibi ceza sahasında ekstra kalabalık yaparak ikinci topları toplamayı sürdürdü.

Bu karşılaşma, Rams Park’taki serinin neden uzadığını da gösterdi. Tempo yönetimi yerindeydi; ilk yarıda baskı ve hız, ikinci yarıda ise kontrol ve ekonomi ağır bastı. Böylece skor kadar enerji dağılımı da planlandığı gibi yürüdü.

Teknik tarafta yerleşim 4-2-3-1’e yakın durdu; merkez ikili, hem geride sigorta hem de önde kazanılan toplarda ilk pas istasyonu oldu. Kenar oyuncuları iç koridora girince bekler çizgiye basabildi, bu da genişlik yarattı. Icardi’nin ceza sahası içi konumlanması ve markajdan kopma anları, Konyaspor stoperleri için sürekli bir takip problemi oluşturdu. Orta saha hareketliliği sayesinde ikinci bölgeden üçüncü bölgeye geçişler kısa tutuldu.

Serinin arka planında birkaç ortak nokta var: erken baskının sürekliliği, topu kaybedince ilk 5 saniyede karşı pres denemeleri, set hücumlarına geçildiğinde sabır. Tribün katkısı da ayrı; oyunun kırılma anlarında gelen ses dalgası takımın ritmini yukarı çekiyor. Bu akşam da benzer bir dalga görüldü.

Konyaspor açısından olumlu not, oyundan tamamen kopmama iradesi. Geriye düşülse de kompakt kalma çabası sürdü. Zaman zaman orta sahadaki ikilinin derinleşmesiyle savunma hattı korundu, ancak merkezden gelen üçüncü adam koşularını yeterince sınırlayamadılar. Hücumda ise kanat bindirmeleriyle ceza sahasına giriş sayısını artırmayı denediler fakat son vuruş kalitesi ve doğru açılar aranan seviyeye çıkmadı.

Bireysel performanslar cephesinde Yunus Akgün, karar hızını ve doğru koşu zamanlamasını skorla süsledi. Icardi, klasik dokunuşuyla kilidi açan ikinci golün sahibi olarak yine fark yarattı. Torreira, hem pres tetikleyicisi hem de ceza sahasına zamanlı koşu atabilen bağlantı oyuncusu rolüyle oyunun nabzını tutan isimlerden biriydi. Savunma hattı, rakibin uzun toplarına karşı ilk temasları genelde kazandı ve ikinci toplarda destek gördü.

Hakem yönetimi maçın temposunu çok kesmedi; akışı bozmayan ama kontrolü elden bırakmayan bir çizgi görüldü. Gergin anlar sınırlıydı, itirazlar çabuk söndü. Bu da oyunun ritmini yukarıda tutmaya yardım etti.

Lig tablosu açısından bu galibiyet, üst sıralardaki konumu kuvvetlendiren bir adım. İç sahada puan bırakmama refleksi, uzun maratonda fark yaratıyor. Takvim sıkışırken, yıpranmadan kazanmak kıymetli. Kadro derinliği ve beş oyuncu değişikliği kuralı, tempoyu diri tutmak için kritik araçlar olmaya devam edecek.

Rams Park’taki bu akşam, ev sahibinin “kaleye çevirdiği” zeminde bir başka sağlam gösteri olarak arşive girdi. 21 maçlık seri sadece sayısal bir rekor değil; saha içi düzenin, alışkanlıkların ve tribünle kurulan bağın karşılığı. Dışarıdan bakınca görünen basit: oyun planı net, roller net, skor net.

  • Skor: Galatasaray 3-1 Konyaspor
  • Goller: 23' Yunus Akgün, 45+1' Mauro Icardi, 64' Lucas Torreira; 79' Mehmet Umut Nayir
  • Yer: Rams Park (İstanbul)
  • Not: İç sahada yenilmezlik serisi 21 maça çıktı

Önümüzdeki haftalarda bu seri test edilmeye devam edecek. Ama şu bir gerçek: Buraya gelen her takım, sadece 11 oyuncuya değil, sahaya yayılan bir kültüre, bir alışkanlığa karşı oynuyor. Skor tabelesi bunu bir kez daha hatırlattı.

Benzer Gönderiler