70 yaşında, 99 maçta 2.53 puan ortalaması… Suudi Arabistan’ın en büyük iki kulübü arasındaki dengeyi değiştirebilecek bir hamle geldi ve Jorge Jesus Al-Nassr’ın yeni teknik direktörü oldu. Kulüp, İtalyan çalıştırıcı Stefano Pioli ile yolları ayırdıktan sonra Portekizli teknik adamla 1 yıllık sözleşme imzaladı. Transferi ilk dillendiren isim, piyasada güvenilirliğiyle bilinen Fabrizio Romano’ydu; resmi açıklama kısa süre sonra geldi.
Bu atama, sadece bir teknik direktör değişimi değil; Riyad hattındaki rekabetin de yönünü etkileyen bir karar. Jesus, Mayıs 2025’te ayrıldığı Al-Hilal’dan sonra şehri terk etmedi, bu kez rakip kapıdan içeri girdi. Al-Nassr yönetimi, yıldızlarla dolu kadroyu daha net bir plana oturtmak için tecrübeyi seçti. Sürecin en kritik onayı da takımın lideri Cristiano Ronaldo’dan geldi. Portekizli yıldızın olumlu görüş bildirmesi, soyunma odasında hızlı kabullenişin önünü açtı.
Jesus’un Al-Hilal karnesi sağlam: lig şampiyonluğu, iki Suudi Süper Kupa ve bir Suudi Kupa zaferi, üstüne 99 maçlık seride maç başına 2.53 puan. Son sezonda 75 puanla Al-Ittihad’ın gerisinde kalsa da kurduğu düzen, temponun ve disiplinin altını çiziyordu. Şimdi o düzeni, yıllardır şampiyonluk hedefiyle yaşayan Al-Nassr’ın lehine kurması bekleniyor.
Portekizli teknik adamın Türkiye sayfası da malum: Fenerbahçe’de geçirdiği sezonda Türkiye Kupası’nı kazanmış, tempolu ve önde baskılı futbolu Kadıköy’e taşımıştı. Bu coğrafyayı, futbol kültürünü ve sıcak takvim şartlarını tanıyor. Al-Nassr cephesinde tercih tam da bu yüzden: hızlı adaptasyon ve hazır bir oyun şablonu.
Jesus denince akla ilk gelenler yüksek hat, cesur bloklar ve önde baskı. 4-2-3-1 ile 4-4-2 arasında geçişken bir iskelet kurmayı seviyor. Kenar oyuncularını iç koridorlara sokup bekleri çizgiye basıyor, merkezde iki yönlü orta sahalarla ikinci topu topluyor. Top rakipteyken agresif karşı pres, toptayken doğrudan ve hızlı hücum. Bu tarife, Suudi Pro Ligi’nin temposu ve boş alanlarıyla bakınca verim potansiyeli yüksek.
Ronaldo faktörü bu planın kalbinde. 39 yaşındaki yıldızın ceza sahası içi bitiriciliği hâlâ elit seviyede. Jesus, onu gereksiz koşulardan koruyan, ceza sahasına düzenli besleme yapan bir yapı kuracaktır. Kenar oyuncularının içeri kat ettiği, beklerin genişliği sağladığı düzende Ronaldo’nun arka direk koşuları, ikinci bölge koşularıyla birleştiğinde net fırsatlar çıkar. Duran toplarda da hem Ronaldo’nun hem stoperlerin hava gücü daha sistemli kullanılacak.
Jesus’un antrenman temposu ve detaycılığı bilinir. Yaşına aldanmayan yoğun bir saha içi yönetimi var; pres mesafeleri, blok sıkılığı, pas açıları… Hepsi günlük tekrarlarla sabitlenir. Bu düzenin işlemesi için kadro derinliğinin doğru kullanılması şart. Periyodik rotasyon, dakika yönetimi ve sakatlık önleme planları bu dönemin kritik başlıkları olacak.
Al-Nassr için kısa vadeli hedef net: lig yarışında başa oynamak ve yerel kupalarda final çizgisine taşınmak. Orta vadede ise Asya sahnesinde yeniden iddia koymak. Yeni kıtasal formatın yoğunluğu, hem maç planı hem seyahat yükünü büyütüyor. Bu yüzden Jesus’un maç içi esnekliğine ihtiyaç var: önde baskıdan orta blok savunmaya geçiş, tek pivotlu düzenden çift pivotlu güvenli oyuna dönüş gibi ayarlar haftadan haftaya değişebilir.
Kadro planlamasında birkaç kritik nokta öne çıkıyor. Bir: savunma hattında geriye koşu kalitesi ve hamle zamanlaması, yüksek hat ısrarı nedeniyle altın değerinde. İki: merkez orta sahada biri oyunu üstlenen, diğeri alan kapatan iki profilin dengesini bulmak gerekiyor. Üç: kanatlarda hem çizgiye basıp genişlik veren hem de iç koşularla skor katkısı sağlayan oyunculara düzenli rol. Jesus’un kariyeri, bu üçleme oturduğunda oyunun hızlandığını gösterdi.
Riyad rekabeti bu hamleyle daha da ısınacak. Al-Hilal tribünleri Jesus’u yakından tanıyor; şimdi rakip kulübede. Derbi atmosferi sadece sahadaki 90 dakikaya değil, sezon boyu sürecek psikolojik oyuna da yayılacak. Al-Nassr’ın bu eşikte aradığı şey, net bir oyun kimliği ve puan istikrarı. Puan ortalaması yukarıya sabitlendiğinde, kupalar doğal sonuç olarak geliyor.
Portekizli teknik adamın iletişimi de avantaj. Latin kökenli oyuncularla ortak futbol dili, deneyimli yıldızlarla kurduğu saygı temelli mesafe ve genç oyunculara verdiği sorumluluk, önceki duraklarında işledi. Benfica ve Flamengo dönemlerinde büyük maç refleksi geliştirmiş bir teknik ekipten söz ediyoruz; Fenerbahçe’de kupayı, Al-Hilal’da lig ve kupaları alırken de bu refleks belirleyiciydi.
Yönetim cephesinde süreç net görünüyor: teknik heyet güçlendirilecek, veri analitiğiyle maç önü/sonrası raporlama standartize edilecek ve kamp döneminde fiziksel eşik yukarı çekilecek. İç transferde süre dağılımı yeniden tanımlanırken, dış transferde profil uyumu öncelik olacak. Amaç, yıldız gücünü bir plana bağlamak ve yüzde 5-10’luk “detay farkını” Al-Nassr lehine çevirmek.
Suudi futbolunda 2023 sonrası başlayan dönüşüm, yıldız oyuncular kadar tecrübeli teknik direktörleri de çekiyor. Jesus’un Al-Nassr’a imzası, bu tablonun yeni ve yüksek profilli halkası. Şimdi top, antrenman sahasında: tempo, tekrar ve net plan. Sahadaki yanıtlar gecikmeden gelirse, ligde yarışın rengi değişebilir.