Pavlidis sahne aldı, Estádio da Luz’da geri dönüş geldi
11’de geriye düştüler, 26’da öne geçtiler. Estádio da Luz’da temposu hiç düşmeyen 90 dakikada Benfica, Gil Vicente’yi 2-1’le geçti ve namağlup serisini sürdürdü. 26 Eylül 2025’te 19.15 UTC’de başlayan maçta konuk ekip ilk darbeyi vurdu; ev sahibi ise yanıtı hızlı verdi.
Gil Vicente, oyunun başındaki cesur ön alan baskısının ödülünü 11. dakikada aldı. Ceza yayı çevresinde seken topu iyi takip eden Luís Esteves’in sert ve köşeye giden vuruşu, tribünlerdeki kalabalığı bir anda susturdu: 0-1. Gol, oyunun genel akışına aykırıydı; Benfica topa daha çok sahipti ama ilk tehlikeden puan çıkaran taraf konuk ekip oldu.
Şok kısa sürdü. 18. dakikada Vangelis Pavlidis, penaltı noktası civarında aldığı pası tek dokunuşla kontrol edip ikinci temasında fileleri buldu. Yunan santrforun bitiriciliği, takımı için adeta nefes borusu oldu. Bu gol Benfica’yı psikolojik olarak da ayağa kaldırdı; pas temposu yükseldi, rakip yarı sahadaki sabırla yapılan baskı meyve verdi.
26’da bu kez penaltı. Gil Vicente savunması ceza alanı içinde yapılan müdahalede geç kaldı; hakem tereddüt etmeden noktayı gösterdi. Topun başına geçen Pavlidis soğukkanlıydı; kaleciyi ters köşeye yatırıp dublesini tamamladı: 2-1. Ev sahibi, 15 dakika içinde iki golle maçı çevirmiş oldu.
Devrenin kalan bölümünde oyunun ritmi yükseldi. Benfica çizgiye inen koşularla savunma arkasını yokladı, Gil Vicente ise hızlı geçişlerle denge aradı. Konuk ekip, kanatlarda bire birleri zorlayınca birkaç yarı fırsat buldu ama kaleci Anatoliy Trubin zamanlaması ve yer tutuşuyla kritik iki pozisyonda gole izin vermedi.
İkinci yarı, taktik bir bilek güreşine döndü. Benfica skoru korurken üçüncü gol için risk dengesini bozmadı. Orta blokta kompakt kaldılar, özellikle savunma hattı ve önündeki ikili arasındaki mesafeyi dar tutup rakibin merkezden delmesini engellediler. Gil Vicente ise kenarlardan gelen ortalar ve ikinci toplar üzerinden şans aradı.
Gil Vicente’nin en tehlikeli anları, duran toplar ve ikinci toplarda geldi. Trubin’in altıpas içinde refleksle çıkardığı yakın mesafe vuruşu, maçın kırılma savunmasıydı. Benfica cephesi bu bölümde gereksiz faulleri azalttı, çizgi savunmasıyla ceza sahasını kalabalık tutup tehlikeyi büyümeden söndürdü.
Fiziksel mücadele oyunun tonunu belirledi. Orta sahada sık sık faullerle kesilen akış, ritim tutturmayı zorlaştırdı. Bu tablo Benfica’nın işine geldi; skoru elinde tutan taraf olarak oyunu bölüp parçaladı, oyunu istediği kanatlara yönlendirdi. Konuk ekip ise eşitlik için öne çıktıkça arkada bırakılan boşluklar genişledi.
Uzatmaların sonu, tansiyonun tavan yaptığı anlara sahne oldu. 90+9’da Gil Vicente’den Hevertton Santos kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bıraktı. Bu kart, son bir baskı ihtimalini de fiilen bitirdi ve kalan saniyelerde ev sahibi topu saklayarak puanları cebine koydu.
Oyun planları, kritik anlar ve tabloya etkisi
Teknik tarafta Roger Schmidt’in öğrencileri, alışıldık yüksek tempolu planlarını bu kez kontrollü bir orta blokla dengeledi. Önde çoğalmaktan ziyade doğru zamanda çoğalmak öncelik oldu. Pavlidis’in sırtı dönük oyun katkısı ve ceza sahası içindeki kararlılığı, hücumun odak noktasıydı. Kenar beklerin bindirmeleriyle desteklenen bu kurgu, ilk yarıda iki golün de zeminini hazırladı.
Gil Vicente tarafında plan netti: Orta sahada baskı tetikleyip kazandığı toplarla hızla dikine çıkmak. İlk gol bu aklın ürünüydü. Ancak skoru koruma evresinde yaptıkları fauller ve ceza alanı içindeki anlık konsantrasyon kaybı, penaltıyı doğurdu. İkinci yarıda riskleri artırınca aradaki mesafe genişledi; bu da Benfica’nın geçiş tehdidini diri tuttu.
Maçın kırılma anları şöyle özetlenebilir:
- 11’ Esteves’in köşeye giden bitirişi: Konuk ekip moral buldu.
- 18’ Pavlidis’in hızlı cevap vuruşu: Oyunun psikolojisi tersine döndü.
- 26’ Pavlidis penaltıdan 2-1: Kontrol ev sahibine geçti.
- 65-75’ Trubin’in kritik kurtarışları: Skoru tutturan blok.
- 90+9’ Hevertton Santos’a kırmızı: Gil Vicente’nin son umutları söndü.
Kaleci Anatoliy Trubin’in rolü ayrı bir parantezi hak ediyor. Yüksek toplarda hat çizgisini iyi yönetti, iki pozisyonda refleks kurtarışlarıyla skorun 2-2’ye gelmesini önledi. Savunmada merkez ikilinin zamanlaması ve pozisyon disiplini, ikinci topları toplamada belirleyiciydi. Bu sayede Gil Vicente’nin ceza yayı üzerindeki şut denemeleri çoğunlukla bloklandı.
Hücumda Pavlidis’in iki golü kadar önemli olan, ön alan presine getirdiği akıl. Rakip stoperlere koşu açılarını kapatıp geri pası zorladı; böylece Benfica topu daha çabuk geri kazandı. Ceza sahası içindeki ilk dokunuş kalitesi ve penaltıdaki soğukkanlılık, gecenin farkını oluşturdu.
Skorun ötesinde mesaj net: Benfica, geriden gelip kazanma refleksini kaybetmemiş. 7 maç sonunda 17 puan, kağıt üzerinde “mükemmel başlangıç” değil ama güçlü bir namağlup çizgi. Bu tür maçlar sezon anlatısını yazar; oyun olarak üstün olamasanız bile 15 dakikada maçı çeviriyorsanız yarışın içinde kalırsınız.
Gil Vicente’yi ise tabeladan bağımsız okursak, planı olan, kırılmayan bir takım görüntüsü var. 7 maçta 13 puan, üst sıraları zorlamak için sağlam bir taban. Ancak kritik anlarda yapılan fauller ve ceza yayı-penaltı noktası koridorunda verilen boşluklar, maçın kaderini belirledi. Oyunun son bölümünde kartla gelen eksilme de son baskıyı boşa çıkardı.
Fikstür tarafında Benfica için yoğun bir dönem kapıda. Rotasyon ve yük yönetimi sezonun bu fazında belirleyici olacak. Bu maçta görülen kontrollü tempo yönetimi ve skoru korurken üretken kalma çabası, zorlu seri öncesi pozitif veri. Gil Vicente ise oyun içi disiplinini 90 dakikaya yaydığı anlarda her rakibe sorun çıkarabilecek bir kimlikte.
Estádio da Luz’daki bu 2-1, tabela kadar anlatı da yazdı: Erken gol yiyen ev sahibi, 15 dakikada oyunu çevirdi; kaleci performansı ve merkezi savunma seti skoru sırtladı; uzatmada gelen kırmızı kart son noktayı koydu. Puan hanesine bakan herkes sonucu görüyor; ama sahadaki hikâye, sezon ilerledikçe daha çok anlam kazanacak.