Başakşehir’de bir dönem kapandı
Şampiyonluk sezonunun ardından düşüşe geçen İstanbul Başakşehir, çalkantılı bir yılı deneyimli bir isimle toparlamaya çalışmıştı. Takımı 30 Ocak 2021’de teslim alan Aykut Kocaman, kısa sürede oyunu istikrara kavuşturmak ve düşme hattı endişesini bertaraf etmek için göreve geldi. Okan Buruk’un tarihi şampiyonluğundan sonra gelen bu hamlenin amacı netti: sahanın nabzını düşürmek, hatayı azaltmak, takımı yeniden güvenli raya oturtmak.
Ancak sahadaki karşılığı istenen düzeye çıkmadı. Sonuçlar dalgalı seyretti, takım zaman zaman ritim bulsa da süreklilik sağlamakta zorlandı. Kulüp yönetimi sportif hedeflerle tabloyu üst üste koyduğunda, yolların ayrılması kaçınılmaz göründü. Böylece Kocaman’ın Başakşehir serüveni, kulübün Süper Lig’deki planlarını yeniden ayarladığı bir eşikte bitti.
Taktik çizgi, soyunma odası dengeleri ve sonrası
Kocaman’ın futbola bakışı Türkiye’de iyi bilinir: kontrollü oyun, mesafeleri koruyan bloklar, topu rakibe göre doğru yerde karşılayan bir takım düzeni. Başakşehir’de de amaç buydu; riskten uzak, hatayı minimize eden bir yapı kurmak. Fakat ligin temposu ve maç içi geçişler, bu planın her hafta aynı verimi üretmesini engelledi. Özellikle set hücumlarında yaratıcılık ve üçüncü bölge üretimi, aranan istikrarı vermedi.
Bu dönemde soyunma odasına ilişkin haberler de manşetleri meşgul etti. Demba Ba ile Ramazan ayında oruç mesaisi üzerine yaşandığı iddia edilen gerilim, sosyal medyada büyüdü. Tecrübeli oyuncu daha sonra bu söylentileri yumuşattı, konunun dışarıda anlatıldığı kadar keskin olmadığını ima etti. Yine de bu tartışmalar, takımın formsuz gittiği bir evrede gürültüyü artırdı.
Başakşehir cephesinde “sonraki adım” planlaması erken başladı. Yönetim, kadronun yaş ortalaması, yabancı-yerli dengesi ve Avrupa hedefleri gibi başlıklara odaklanarak teknik politika güncelledi. Sponsorluk yapısıyla birlikte kulübün adının 2023’te “RAMS Başakşehir” olarak anılması, finansal ve kurumsal bir yeniden çerçevelemeyi de beraberinde getirdi. Bu çatı altında, saha içi modelin daha enerjik, daha hızlı ve presi daha cesur bir oyun kimliğine evrilmesi masaya yatırıldı.
Kocaman cephesinde ise tablo farklıydı. O, Türkiye futbolunda hem oyuncu hem teknik direktör olarak ağır bir biyografiye sahip. Süper Lig’de 200 gol barajını aşan az sayıdaki forvetten biri olarak, sahadayken göğsünde yumuşattığı yüksek topları sert vuruşlara dönüştürmesiyle hafızalara kazındı. Kulübeye geçtiğinde ise 2011’de Fenerbahçe ile lig şampiyonluğu yaşadı; Konya döneminde kupada final koşusu yapıp istikrarlı savunma kurgularıyla öne çıktı. Bu birikim, onu hep “krizi yönetebilen” isimlerden biri olarak tuttu.
Başakşehir’den ayrılığı sonrası kulislerde farklı iddialar dolaştı. Bazı haberlerde “RAMS” ifadesiyle anılan yeni bir projede yer aldığı öne sürüldü; resmi bir teknik direktörlük ataması ise doğrulanmadı. Mart 2025’e yaklaşırken, Süper Lig’e dönüş hazırlığı yaptığına dair söylentiler yeniden ısındı. Bu tip dönüşlerde, puan tablosunun orta sıralarında kalıcı olmak isteyen takımların deneyime daha çok başvurduğunu biliyoruz. Kocaman’ın metodik yaklaşımı, özellikle savunma organizasyonu ve risk yönetimi isteyen projelerde hâlâ karşılık buluyor.
Peki Başakşehir bu ayrılığı nasıl okuyacak? Şampiyonluktan sonra gelen sert düşüş, kulüp için bir tür “ayar sıfırlama” niteliğindeydi. Yönetim, kadro mühendisliğinde koşu mesafesi, atletizm ve hızlı karar alma gibi parametreleri öne çekti. Alt yapıdan oyuncu entegrasyonu, rotasyonun daha esnek kurulması ve oyun planının rakibe göre değil, topa göre kurgulanması da ajandaya girdi. Avrupa kupaları hattını zorlamak isteyen bir takım için bu geçişin sancılı ama zorunlu olduğu söylenebilir.
Kocaman’ın adı yeniden dolaşıma girmişken, bugünün Süper Lig’inde teknik direktör profilinin nasıl evrildiği de önemli. Ligde tempo yükseldi; baskı, karşı baskı, set kırma ve ikinci toplar oyunun ana para birimi oldu. Kocaman’ın artıları (savunma düzeni, alan daraltma, senaryo yönetimi) ile eksileri (yüksek tempoda üretkenlik, geçiş hızı, son üçüncüde varyasyon) bir arada değerlendirildiğinde, “denge arayan” kulüpler için rasyonel bir çözüm sunduğu görülüyor. Bu da onu sezon ortasında masaya gelen ilk isimlerden biri yapıyor.
Fotoğrafın genelinde, Başakşehir ve Kocaman yollarını ayırarak kendi doğrularına döndü. Kulüp, yeni kimliği ve hedefleriyle daha agresif bir oyun ararken; Kocaman, kariyerinin bu aşamasında deneyimini doğru projeye yerleştirmek isteyecek. Önümüzdeki haftalarda transfer dönemi, sakatlık raporları ve fikstür yoğunluğu gibi faktörler, hem Başakşehir’in gidişatını hem de Kocaman’ın muhtemel adresini doğrudan etkileyecek.